rory's love life

benim gibi gilmore girls manyağı olmayanlar için bunu anlamak zor olabilir, kabul ediyorum, fakat 5. sezonun 7. bölümünü az önce izlemiş bir insan olarak bir liste yapmak geldi içimden, ve bunu pek sevgili blogumla (deniz'den başka kimse burayı okumadığına göre, sevgili deniz'le de diyebilirim haha ) paylaşmak istiyorum.

bu rory denilen haddiden fazla mavi gözlü olan bayanın (ki kendisi arjantinli bir babanın kızı, how about that) (8 bölüm üstüste izledim artık ingilizce nefes alıp veriyorum pardon yani) hayatına giren çıkan erkeklerle ilgili gözlemlerimi ve sorunlu gördüğüm noktaları anlatmaya başlıyorum.


Dean Forrester.
ilklerin adamı. rory'nin doose'sde (ve hayatında) öpüştüğü ilk çocuk, bunu takip eden dönemde 2 yıllık sevgilisi (1. sezon 1 ya da 2. bölüm) ve ilk sex deneyimini yaşadığı erkek. ilk başlarda asi bir insan izlenimi veren dean, daha sonraları pek bir efendi, pek bir duygusal bir velet olup rory'i elinden kaçırmış, jess'e kaptırmıştır. rory ve jess kadar entel birikime, kültüre sahip olmayan dean, rory'nin kendisini sort-of-kind-of aldatmasından sonra kendine gelemeyip, hatırı sayılır bir aptallık örneği göstererek lindsay isimli aptal bir sarışınla henüz daha 18'indeyken evlenmiş, daha sonra lindsay'i rory ile aldattığı ortaya çıktığı için karısı tarafından terkedilmiştir. duygusal, platonik, çocukluğunda serseri olan bu "elimden her iş gelir" adamına yine de bir sempatim var, kendisi hiçbir şey bilmese bile rory'i sevmeyi iyi biliyor.

Jess Mariano.
rory'i kıskanma sebebim. herkesin tek aşkı. rory'nin hayatına giren en enteresan, en rory-kadar-kitap-ve-müzik-düşkünü, ama bir yandan da en serseri, başına buyruk ve umarsız adam. kızcağızı elinde oynatıp, sevgilisi varken sürekli yazan, ama sonra bir düğünde (sookie's wedding) rory bunu öpüp kaçtıktan sonra bir haber bile vermeden kasabayı terkeden mahlukat. kendisi, küçük bir asi olduğu için bu terketme olayını ilerleyen dönemlerde çok abartmış; dean'in, rory'in jess'e aşık olduğunu anlamasıyla ilişkilerinin önü açıldığında bile kısa zamanda başını derde sokup kasabayı ve biricik maviş kızımızı tek kelime etmeden terkedebilmiştir.
jess'in beni büyüleyen tek yanı ise, bu son terkedişi müteakiben (rory yeniden dean'le birlikte olmaya başlamadan) yale'e rory'i ziyarete gelip "pack your things, come with me, lets go away and live together, dont you want that?" demesi hatta ısrar etmesi olmuştur. kalbim ege'de kaldı misali, aklı ve kalbi hep rory'de hep stars hallow'da kalmıştır. ama sonuçta rory onun teklifini kabul etmemiş ve ilk sex deneyimini yaşamak üzere evli olan dean'in kollarına atılmıştır. rory'i en çok üzen insandır, ama seviyoruz.

daha sonra peter petrelli olması ise şaka gibi, sen git serseri jess, kahraman ol. olacak şey mi. neyse.

Logan Huntzberger
rory'nin en sevmediğim sevgilisi. ama rory'nin en sevdiği sevgilisi. (sanırım, henüz 5. sezonun başındayım daha rory loganla yeni tanıştı.) adrenalin bağımlısı, secret society üyesi, çok çok zengin bir ailenin şımarık, porsche'li veliahtı. rory'nin, lorelai'ın asla birlikte takılmak bile istemeyecekleri tarzdan bir insan. gel gör ki o da kızımıza aşık, o da iyi bir insan, en azından jess gibi üzmedi rory'i yanlış hatırlamıyorsam. ama kızın okulu bırakmasıyla bir bağlantısı vardı.

ben logan'ı sevemedim, allah sahibine bağışlasın. ama bir sezon daha izledikten sonra seversem gelir buraya yazarım. o kadar da hakkının-hakkı-hakkıya insanıyımdır. saygılar.