..aka para kazanmanın kolay yolu.
evet bugün buna takmış vaziyetteyim. hatta sadece bugün değil, uzun zamandır buna takmış vaziyetteyim. bu blogging olayı ilk çıktığında ya da ben ilk duyduğumda hemen bir blog sahibi de ben olmuş idim. sonra google falan satın aldı blogger.com'u büyük bir corporation'ın üyesi olduk vs. ilk dediğim, ben 2001-2002 senesinden beri blog yazıyorum. türlü türlü sayfalar açtım kapattım vs. ama bunu kendi arkadaşlarımla bir iletişim mecrası olarak kullanmak dışında hiçbir farklı art niyet gütmeden yürüttüm hep. amacım en başında neyse şu anda da aynen o. her insanın içinde kenarda köşede var olan yazı yazma, şu dünyaya bir iz bırakma (!) hevesinden başka bir şey de değil. bıraktığım iz de iz olsa, neyse mevzu bu değil.
mevzu, 2001 senesinde yani benimle aynı dönemde kişisel blog yazmaya başlamış amerikalı X bir insanın, bir kadının, sadece bu hobisi sayesinde, amerikada çok ünlü olup, yine sadece bu şekilde personal blogging'e devam edip hayatını bu şekilde para kazanarak idame ettirebilmesi. evet benim blogumu da yakın arkadaşlarım dışında birileri okuyor, buluyor, biliyorum. ama internet denilen cennet / cehennem'de var olan milyorlarcasından hiçbir farkı olmayan Mrs. X'in blogu kendisine köpeklerinin ve çocuklarının resimlerini upload etmesi sayesinde gelir sağlıyor. o kadar ki kocası işinden istifa edip evde çocuk bakıyor ki, pek sevgili karısı günde 3 adet blog post'u yazabilsin, ve muhtemelen sitenin tasarımını 3-5 ayda bir değiştirebilsin.
ben bunu anlamıyorum işte. hadi bir blog/site yaptın diyelim, ama atıyorum wired.com gibi bir şey oldu, ya da insanların bir şekilde senin özel hayatın dışında ilgilenip bilgi alabilecekleri bir konuda sort-of-kind-of bir hizmet veriyorsun, para kazanmanı anlarım. ama "bebeğim bugün şöyle gaz çıkardı ay ne komik" diyen bir insanın sadece kendisinin kocasıyla nasıl geçindiğini öğrenmek için can atan gerizekalı gezegenim insanı (yurdum insanı yazıp sonra hatamı anladım) sayesinde köşeyi dönüp, üstüne bir de sayko ruh halini anlatan bir kitap yazıp forbes'un bir şey listesine hillary clinton'ın bir kaç alt sırasında girmesini anlayamam. sayko ruh halinden kastım aslında hatunun doğum sonrası girdiği depresyonu anlattığı bir kitap. tamam evet, aynı şeyi yaşayan kadınlar için eğitici öğretici olabilir; alıp okumadan burdan ahkam kesmiş olmak istemem. ama ulan binlerce benzeri kitap varken, sen niye!? psikiyatrist olsa hadi neyse.
üstelik sadece bu kadın değil, amerikada bu işi yapan, yani özel hayatlarını ve çocuklarını anlattıkları bloglar (mombloggers) sayesinde celebrity olup orda burda televizyona çıkan bir sürü insan var. karılarının klavyesine kuvvet erkekler de evde oturup çocuk bakıyorlar. internet ortamı insanı bu kadar mı özel hayata hayran? hmmm şimdi burda kendimle de çeliştim çünkü kadının blogunu okumaya başladığımdan beri bir haftada 1 sene önceki sayfalara kadar gittim neredeyse. aslında amacım "ee neymiş yani bu kadar abartılacak" idi; ama hatun keyifli yazıyor kabul. bu kadar.
amerikanın havasında suyunda millete cin fikir aşılayan bir şeyler olmalı. yoksa mümkünatı yok yani. benim de aklıma gelirdi =)
argh.
evet bugün buna takmış vaziyetteyim. hatta sadece bugün değil, uzun zamandır buna takmış vaziyetteyim. bu blogging olayı ilk çıktığında ya da ben ilk duyduğumda hemen bir blog sahibi de ben olmuş idim. sonra google falan satın aldı blogger.com'u büyük bir corporation'ın üyesi olduk vs. ilk dediğim, ben 2001-2002 senesinden beri blog yazıyorum. türlü türlü sayfalar açtım kapattım vs. ama bunu kendi arkadaşlarımla bir iletişim mecrası olarak kullanmak dışında hiçbir farklı art niyet gütmeden yürüttüm hep. amacım en başında neyse şu anda da aynen o. her insanın içinde kenarda köşede var olan yazı yazma, şu dünyaya bir iz bırakma (!) hevesinden başka bir şey de değil. bıraktığım iz de iz olsa, neyse mevzu bu değil.
mevzu, 2001 senesinde yani benimle aynı dönemde kişisel blog yazmaya başlamış amerikalı X bir insanın, bir kadının, sadece bu hobisi sayesinde, amerikada çok ünlü olup, yine sadece bu şekilde personal blogging'e devam edip hayatını bu şekilde para kazanarak idame ettirebilmesi. evet benim blogumu da yakın arkadaşlarım dışında birileri okuyor, buluyor, biliyorum. ama internet denilen cennet / cehennem'de var olan milyorlarcasından hiçbir farkı olmayan Mrs. X'in blogu kendisine köpeklerinin ve çocuklarının resimlerini upload etmesi sayesinde gelir sağlıyor. o kadar ki kocası işinden istifa edip evde çocuk bakıyor ki, pek sevgili karısı günde 3 adet blog post'u yazabilsin, ve muhtemelen sitenin tasarımını 3-5 ayda bir değiştirebilsin.
ben bunu anlamıyorum işte. hadi bir blog/site yaptın diyelim, ama atıyorum wired.com gibi bir şey oldu, ya da insanların bir şekilde senin özel hayatın dışında ilgilenip bilgi alabilecekleri bir konuda sort-of-kind-of bir hizmet veriyorsun, para kazanmanı anlarım. ama "bebeğim bugün şöyle gaz çıkardı ay ne komik" diyen bir insanın sadece kendisinin kocasıyla nasıl geçindiğini öğrenmek için can atan gerizekalı gezegenim insanı (yurdum insanı yazıp sonra hatamı anladım) sayesinde köşeyi dönüp, üstüne bir de sayko ruh halini anlatan bir kitap yazıp forbes'un bir şey listesine hillary clinton'ın bir kaç alt sırasında girmesini anlayamam. sayko ruh halinden kastım aslında hatunun doğum sonrası girdiği depresyonu anlattığı bir kitap. tamam evet, aynı şeyi yaşayan kadınlar için eğitici öğretici olabilir; alıp okumadan burdan ahkam kesmiş olmak istemem. ama ulan binlerce benzeri kitap varken, sen niye!? psikiyatrist olsa hadi neyse.
üstelik sadece bu kadın değil, amerikada bu işi yapan, yani özel hayatlarını ve çocuklarını anlattıkları bloglar (mombloggers) sayesinde celebrity olup orda burda televizyona çıkan bir sürü insan var. karılarının klavyesine kuvvet erkekler de evde oturup çocuk bakıyorlar. internet ortamı insanı bu kadar mı özel hayata hayran? hmmm şimdi burda kendimle de çeliştim çünkü kadının blogunu okumaya başladığımdan beri bir haftada 1 sene önceki sayfalara kadar gittim neredeyse. aslında amacım "ee neymiş yani bu kadar abartılacak" idi; ama hatun keyifli yazıyor kabul. bu kadar.
amerikanın havasında suyunda millete cin fikir aşılayan bir şeyler olmalı. yoksa mümkünatı yok yani. benim de aklıma gelirdi =)
argh.
2 comments:
valla para kazandırma kısmı olmasa da bizim buralarda da aynı yazım tarzı ile gayet takip edilen bloglara rastlıyorum ben. Para kazanma kısmı için belki amerikalılar gelir buralarda danışmanlık verir, hatta gelmekle hiç uğraşmazlar, bunu da başka bir blog aracılığıyla yaparlar.
ya bloglar var benim de her gün takip ettiğim ve gayet kişisel, evet ben de o freaklerdenim. ama zaten asıl olay insanların ayşe arman'ın gazetelerde yaptığını (ki hatun röportaj da yapıyo üstüne) blogdan başarabilmiş olması. evinin rahatlığından. ev diyorum ... aaaargh
Post a Comment