Wednesday, June 11, 2008

ondan bundan

insan vücudu enteresan bir oluşum (bak seeeen). bugün bunu düşündüm.

gün içinde genelde sınıfvari bir ortamda sayıları 16yla 21 arasında değişen bir insan topluluğunun içinde elimde kupam pür dikkat bir şeyleri dinler ya da onlardan aynı özeni bekleyerek bir şeyler anlatır buluyorum kendimi. zaman zaman çatışmalar yaşıyor, bazen karşımdaki kadının kafasının basmadığına inanmayla, beni daha da mı sinirlendirmeye çalışıyor bilememe arasında gidip gelebiliyorum mesela. o zaman çayımı fırlatmak istiyorum kafasına. çok kızıyorum. ama bazen de cep telefonumun komik melodisiyle ilgili dakikalarca gülüp komiklik yapabiliyoruz. ortam yumuşuyor. herkes katılmıyor tabi bu konuşmalara/tartışmalara ama genelde tüm grubun dikkati üstümde olduğundan ortamın ciddiyeti kırılıyor biraz, iyi geliyor. eğer ciddi ciddi konuşuyorsak bu genelde benden ya da X'ten bir cevap bir çözüm bekledikleri için oluyor. bilmediğimi biliyormuş gibi gösterip kendimi satabilme yeteneğine de maalesef sahip olmadığımdan, bazen de açığımı yakalayıp üstüme üstüme geliyorlar. sesimin tonu değişiyor farkındayım. sesim titremesin diye yükseltiyorum volümü, asabileşiyorum. çok abartırsam da kendimden utanıp "biraz mola verelim mi bir sigara içip sakinleşip tekrar konuşuruz bunları" diyorum.
ve ben bu yüzden mütemadiyen sigara molasına çıkıyorum. daha 5 dk önce gittiysek ya da sigara çekilmez geldiği için mola veremeyip kaçışı elimdeki kupadaki içecekten bir yudum almakta buluyorum. es vermiş oluyorum böylece, içimden 10a kadar sayıyorum ve dinleniyorum.. bu yüzden de elimde mutlaka içinde su, çay ya da kahve olan bir bardak bulunuyor. en sık başvurabildiğim kaçışım o çünkü. bardağımın boşalmasına asla izin vermiyorum. bu 10 saatlik toplantı modundan dolayı içtiğim sıvının haddi hesabı yok. dolayısıyla da her uzun molada da tuvalete gidiyorum tabi ki. 10larca kadının ve sadece 1 adet tuvaletin olduğu yerde ise her zaman muvaffak olamıyor insan tuvalet misyonunda. e o da daha bir asabiyet yapıyor bünyede.
loop'a giriyorum bu sefer. sinirlendim su iç. daha da sinirlendim mola ver, bardağı yine doldur, tuvalete git dolu olsun, karnındaki baskı daha da artsın, tartışmaya geri dön, yine asabileş vs vs.

şimdi ben bir nevi işimin stresini böbreklerime çektiriyor olmuyor muyum bu durumda? yani stresten kaçarken doluya tutulmuş olmyor muyum? projenin yüzü suyu hürmetine benim iç organlarım neden zarar görsün ki?

işte bütün bunları düşünüp daha da sinirlenip kendime en acısından bir kahve yaptığımda farkettim ki, ben bu vücudu sürahi niyetine kullanıyorum aslında. doldur boşalt. doldur boşaltama. sonra ben bu vücuda çöplük muamelesi yapıyorum. birbirinden zararlı ve gereksiz ne varsa tıkıştırıyorum içeri. gitmiyorlarsa boğazımdan aşağı başka bir korkunç içecekle yumuşatıp öyle indiriyorum mideye. ben bu vücudu iyi kullanmıyorum farkındayım da, başka türlüsü nasıl yapılır onu bilmiyorum.

bütün bunları düşünmemin bugün bana tek bir faydası oldu; karşımda car car konuşan kadını sürekli doldurulup boşaltılan bir sürahi olarak hayal ettim. scrubs'da hani JD milleti böyle hayal meyal abuk subuk şekillerde görüyor ya, aynen öyle.

insan beyni de çok entersan. valla.

8 comments:

Herbert said...

biliyorum ben bu hissi :/

kip said...

bitmiyor mu hiç? ya da ne zaman öğreniyoruz?

Herbert said...

bitmiyor da bir süre sonra umursamıyorsun. umursamayınca insan rahatlıyor, öyle olunca da karşındakine mevzuyu bilmediğini çaktırmamak kolaylaşıyor. durum aynı, sen adapte oluyorsun yani

kip said...

e o zaman nerde kişisel gelişim? ben herşeyi bilen olmak istiyorum demiyorum -ki fena olmazdı- ama umursamamaktan çok konuşmayı bilen olmak istiyorum. bugünkü 4. major toplantımdayım, ve yetti artık. ben de toplantı notu tutuyormuşçasına bunu yazıyorum. nasıl? umursamamaya başlamış mıyım?

Herbert said...

:) kişisel gelişim (naçizane kanaatimce) bilgiyi bilmek değil yorumlamayı bilmek. başta bilmediğimi bilmesinler diye kasınca insan idrak yolları tıkanıyo, alnında bilmiyooo diye neon tabela çıkıyor. rahatla, sıkıştığın yerde delege et, siz bunu daha bi detaylı araştırın da öyle tartışalım de daha detaylı veriye ihtiyacımız var de. arada bunları yazman da süper işte, multitasking :) dağılmayan kafa odaklanmaz

self help kitabı yazmaya karar verdim bak hemen şuracıkta :))

kip said...

çok başarılı olabilirsin. keza şu dakika aynı işi yapıyor olabileceğimizden şüphelenmeye başladım. kitap yazsan, okuyucular senin empati utası olduğuna inanabilirler..

ama ben zamanla savaşçı gücümü kaybediyorum. yakın bir zamanda sabit bir pozisyon isteğim doğabilir. o zamana kadar ağzımın laf yapmaya başlamasını ümit ediyorum.
amen.

Fery... said...

aynı mesleğin aynı sıkıntılarını yaşayan ve geride 3 sene bırakmış olmasına rağmen danışmalığını yaptığı programın ötesi daha da çetrefilli modülün derinliklerini düşündükçe geride bir 13 sene daha bıraksam sanrıım aynı sıkıntıyı eksilmeksizin yine yaşayacağımı düşünüyorum seni çok ama çok iyi anlarken memleketim insanına bi kendinize gelin demek istiyorum üzmesinler seniiii...

kip said...

Meine Liebe Feri,
Ich denke jetzt dass, vielleicht mir die Geduld schon reißt . ich bin vielleicht nicht so Klug wie mann sollte sein, um diese Arbeit zu tun. Ich hab' auch kein Bock mehr zu arbeiten. Ich hab auch Deutsch komplett vergessen. Wieso weiss ich es? Weil ich immer online Wörterbücher gucke.

tercümesi: (almancama koyiim.) benim artık sabrım kalmadı bu işi yapcak. zaten bence ben bu işi yapacak zekaya da sahip olmayabilirim. olabilir yani. aptal olmak ayıp değil.

bi de görüşelim bi gün annenleri ziyarete gel =)

öptüm bay