aylardır yalvarmam üzerine şirketimin bana verdiği yeni(!) laptopla cebelleşiyorum bir süredir. IT'de ferrari olan laptop, benim elime geçince anadol'a döndüğünden, delireyazdım günlerce. sonunda bu dengesizliğin, içine şeytan girmesinden kaynaklandığı anlaşıldı. eskisinden yenisine, sonra yenisinden eskisine data aktara aktara omurgası yandan yemiş, dijital quasimodo'ya dönmüş iki adet laptop'la kalakaldım. elbirliğiyle yenisini yeniden kurdurttuk vs. uzun lafın kısası, şu an asayiş kısmen berkemal, ve benim bir adet virütik bir adet pür-i pak iki adet laptop'um var. hastalık bulaşmasın diye, ufak dosyaları kendi kendime mail atarak günü kurtarıyorum. ama mesela photoshop'um yok.. resimlerimi, müziklerimi özledim.. aramıza amvo ve ohlrwef adlı pis virüsler girdi. yüzlerce mb ı da mailleyemeyeoceğime göre, şirketimin IT'sinin bu öğlen beni bu dertten kurtarmasını beklemek dışında yapabileceğim pek bir şey yok.
neyse bu haftanın özeti de kısaca buydu aslında. basiretim bağlandığından blog yazamasam da, aklım hep burdaydı. hep ama hep! başka hiçbir şey düşünemedim mesela, yattım kalktım blooooog blooooooooogggg dedim. ince hastalığa tutuldum sandılar, birileri de bu adam olmaz vuralım bacağından dediler. hohoyt.
2 comments:
ben de benim şirketimin bana yeni bir notebook almasını istiyorum ve ne yalan söyliim istediğim tek özellik hafif olması, mümkün mü acaba? ben bunu taşımaktan çok yoruldum :P
benimki minicik feri çok cici =P sen de iste
Post a Comment