Wednesday, October 15, 2008

zoraki curcuna..

bir grup delirmiş mecburi hizmetçi/ misafirhaneci/ danışmasan daha iyi'ci olarak dün akşam yine rakı balığa gittik. yine diyorum ama ben şimdiye kadar sadece 3 kere gittim grand totalde (mayıstan beri), ama millet her hafta gidiyor. e tabi mesaiye kalmadığın ve giderek exponential olarak artan hesabı ödeyebildiğin sürece neden gitmeyesin ki? balıklar taze, rakı şahane, beraber gittiğin insanlar da 45 yaş üstü kalantorlardan değil de sen ben gibi en azından kafa olarak çıtırlardan ise, o zaman o masa o gece çok çok eğlenebiliyor. biz ikimiz dışında herbirimizin iş ortamından tanıdık olması ise muhabbetin gitmemesi gereken yerlere gitmesini, normalde "ya kusura bakma senin yanında da bok dedim ama" diyen adamın 2. dubleden sonra ana avrat düz gitmesini fln engelleyemiyor tabi. sanırsın okuldan kankan. bundan mütevellit hayatında belki de bir daha başka bir projede karşılaşıncaya kadar görmeyeceğin onca insanla ilgili gerekli gereksiz bin tane şey öğreniyorsun. rakı sağolsun sabahına %70i unutuluyor konuşulanların ama yine de nedendirkine bu?

şimdi ben biraz bunu irdeleyelim istiyorum(!)
ben zaten kendim bizzat şahsen çok konuşan, kendimle ilgili anlatacaklarının ucu bucağı olmayan bir insanım. 2 kelam ettiğim, samimiyetine inanıp güvendiğim bir insandan gizlim saklım olmaz. olabilse çok şahane olacak belki de, ama şimdilik bir sakıncasını görmedim, kimse sırtımdan bıçaklamadı beni. dürüstlük açıklık bana iyi geliyor, gerekli durumlar (iş ortamı politikliği vb.) dışında hislerim, düşüncelerim yüzümden okunamasın diye rol kesmekten hoşlanmıyorum. paylaşmaktan keyif alıyorum vs.

neyse konu benim ne kadar geveze olduğumdan çok, rakı masasında da olsan orda oturduğun insanların "iş insanları" olduğunun ayırdına varıp var(a)mamak. işte ben misal kendim bizzat şahsen, tekilde ekstrem detay paylaşmış da olsam sanırım (umarım?) toplu muhabbet ortamında bir sınır koyabiliyorum kendime. ya mecburi hizmetle beraber gelen mecburi sosyalleşmenin stockholm etkisi (istanbulda olsan arkadaş olmayacağın birinin zorunlu birliktelikten kaynaklı kanka olması durumu) ya da rakı hazretlerinin dil sökme becerisi bilemiyorum, insanlar kendilerinden çok şey döküyorlar o balık kılçıklarının üzerine. sonra bir bakmışsın ertesi gün toplantıda karşısında ciddi ciddi bir şeyler konuşuyorsun ama bir yandan da kafalarda aynı şey "ulen kibrit çaksalar yanarım, dün ben neler saçmaladım acaba?" (yazının burdan sonrası tamamiyle fiction'dır, dün geceki olayların mübalağasıdır vs.)

bütün gece boyunca kimin burçlara inandığını, kimin bilmemkimin yazılarını takip ettiğini, kimin projede her boş zamanda oyuna sardığını, x filmini beğenmediğini, bilmemkimden hiiiç ama hiiiiç hoşlanmadığını (hop arkadaşım aramızda gizli ajanlar olabilir?) öğrendik zaten. peki güzel kardeşim bir düşün bakalım sen neler saçmaladın? (flashback flashback ve bingo!) en nihayetinde enerjinin son demlerinde çapkınlıklarını anlatmadın mı sıra sıra? (hepimiz karını aldatacağını öğrendik mi acaba?) Sen şimdi toplantıda bır bır mesleki muvaffakiyetini ilerletmeye çabalarken, hasbelkader geceye dair bir şeyler hatırlıyorsa eğer o adam, şu an seni etrafı ruslarla çevrilmiş ipek çarşafların üzerinde alemde düşünüyor olmasın. kaale alır mı seni o zaman?

şle dostluğu, işle aşkı, işle ekstrem rakı muhabbetini karıştırmamak lazımdır belki de? hmm?

asosyallik de zor zanaat ama her organizasyona, teklife de hayır dememek, dengeyi iyi belirlemek lazım. siz dengeyi belirleyin ben bir koşu kahve alıp geliyorum.



ps: duyan da çok eğlenceli, şahane ortam var burda sanır.




5 comments:

sedax said...

Önce bana mı laf çarpıyo diye düşündüm okurken ama diilmiş :) Ortam yıkılıyo ya daha ne olsun

deniz said...

bu bana yetmedii öğrenmek istediğim detaylar vaarrr:))

Fery... said...

bayıldıııımmmm yazıya :) detayları almak üzere görüşme talebinde bulunuyorum :P

kip said...

feri, deniz: nerden dedikodu havası aldınız bu yazıdan anlamadım =)
yani konuyu irdeleriz isterseniz ama bi yere kadar, herşeyi hatırlamıyorum 4 dubleden sonra =)

kip said...

feri görüşelim o ayrı =) aylar oldu herhalde?