Tuesday, November 4, 2008

mürebbiye

haftalık kıyafetlerini pazar akşamı accuweather.com'a ve meteor.gov.tr'ye bakarak hazırlayan bir insanım. pastırma yazından da gaz alıp kabin boyu valizimi yazlıklarla doldurdum bu sefer tabi. senelerdir çok kısa olduğu için giyemediğim bir çingene gömleğim vardı, yüksek belli siyah yazlık eteğimle kombinleyip altına da siyah çorap ve babetlerle giyiverdim bugün fırsattan istifade.. lakin hava tahminimden serin çıktığı için üstümde de hamile modeli çan siyah ceketim var. gözümde güneş gözlüklerim. muhasebeci dazlak arkadaş görür görmez "yafta"ladı beni: mürebbiye gibi giyinmenin özel bir sebebi var mı?

var *insert küfür here*. neyse adama ceketi açıp gömleği gösterdik de yanında çalıştığı aile trafik kazasında öldüğü için cenazede fosur fosur sigara tüttüren mürebbiye modeli olmadığıma kanaat getirdi.

ya varsay ki mürebbiye gibi giyiniyorum, sana ne ulen? dün yoldan geldim edasıyla kot tshirt converse takıldım ortamda, müşteriye ayıp olmasın diye bugün şekil yapalım derken mürebbiye olduk bir anda. bıktım ben bu kılık kıyafet uydurma seanslarından. şeytan diyo git al işçi görünümlü mühendis üniformalarından takıl öyle dert yok, tasa yok. ama dolaplar dolusu biriktirilmiş ve her daim bir yenisi eklenen elbiseleri n'apacağız?

yıllık gelirinin mebzul bir miktarını zaten -kredi kartlarımdaki harcama pie chart'ları da sağolsun- giyime harcayan bir insanım. yaşıtlarım birikim yapıp araba maraba alıyorlar, ben annemin baktırdığı falda jip alıyor çıktığımda gülme krizlerine giriyorum. ben kiiiim jip kim ayol? alsam alsam 20bin ytl'ye daihastsu jip alırım 4 sene vadeli krediyle haha. onu da almam, ağırlık merkezi çok yukarda devrilir mevrilir. ölür kalırım başıma (!).

neyse.. bunların hepsi kılık kıyafet takıntılı bir insan olmamdan kaynaklanıyor. ben henüz 11-12 yaşındayken bile bakkala giderken özene bezene giyinirdim. 3dk dışarı çıkacaksın ne kasıyorsun diyenlere, kadıköy'de bizim sokakta o dönem çok asi yaşıtlarımın olduğunu söylemek isterim. mahallede bir karizmam vardı, pijamayla çıkıp kepaze olamazdım anlıyor musunuz? bu dönem nirvana'nın in utero tshirtü üstüne bana 5 beden büyük gelen uzun deri ceketimi giydiğim dönemden bir öncekine tekabül eder. punk olduğumu sandığım ve yurtdışından gelen mavi zincirli bol kotumla işlediğim moda cinayetine ise hiç girmiyorum. lacivert ojelerimi çok severdim ama. halen de severim. (attım tabi canım o ojeleri, o kadar da çöplük değil evimiz aşkolsun)

bugün mürebbiye yarın kot-gömlek, sonraki gün.. unuttum valla yanımda ne getirdim. halen siyah kumaş iş pantolonu alamadığım için kotla etekle idare ediyoruz müşteride n'apalım. pazar günü boyu kısalsa da giysem diye götürdüğüm 3 pantolonun 2'sinin "daraltmadan vermemmmmm" diye direnen terzide rehin kalmasından kelli kota kaldım. yoksa gayet dökümlü şalvar misali giyebileceğim bir sürü siyah pantolon bulmuş idim evde.

haftaya artık.

kip'in kıyafet derdini okudunuz. iyi günler.


PS: obama nasıl bir amerika başkanı olacak acaba? merakla yarın sonuçların açıklanmasını bekliyorum.

No comments: